Projekt „Migrantenkoffer“ in der türkischen Presse

Göçmen Bavulu Projesi Hayata Geçiyor

Harran Üniversitesi Göç Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi “Göçmen Bavulu” projesini hayata geçiriyor. Türkiye-Almanya Gençlik Köprüsü tarafından desteklenen proje Wir e.V. ortaklığında 1 Ağustos – 30 Eylül 2021 tarihleri arasında Türkiye’den ve Almanya’dan farklı kültürlere sahip yerel ve göçmen gençlerin aktif katılımıyla gerçekleşecek. Proje kapsamında gençler çeşitli çalıştaylar, eğitimler ve etkinlikler gerçekleştirerek kendi göç deneyimlerini anlatan bir kısa film çalışması hazırlayacaklar. Gençler aynı zamanda kendi göç tecrübelerini göçmen bavulu metaforu üzerinden yazıya dökerek “Göçmen Bavulu” isimli Arapça, Türkçe ve Almanca dillerinde yayınlanacak bir kitap çalışmasına imza atacaklar.

Türkiye’den Almanya´ya göçün 60. senesi ve Suriye’den Türkiye’ye kitlesel zorunlu göçün 10. yılı olması hasebiyle, “Göçmen Bavulu” adını verdiğimiz bu proje ile Türkiye’den ve Almanya’dan hem yerel hem de göçmen gençleri bir araya getirecek “bavul” metaforu üzerinden birbirimizi tanımaya, kültürlerimizi öğrenmeye ve var olan önyargılarımızı kırmaya çalışacağız. Katılımcılar arasında Almanya’da göçmen olarak yaşayan veya anne babaları / büyük anne büyük babaları göçmen olan gençlerin yanı sıra Türkiye’ye Suriye’den göç eden ve Türkiye’de gerek vatandaşlık almış gerek hala sığınmacı olarak yaşayan toplam 28 genç ve 6 kolaylaştırıcı gençlik çalışanı katılacaklar. Şanlıurfa’nın özellikle bir göç şehri olmasından dolayı göçmenler de projeye aktif olarak katılacaklar. Böylelikle Almanya’nın uzun yıllardır yaşamış olduğu tecrübeyi bir nevi kendi ülkemize de aktarabilmiş olacağız. Bununla birlikte projemizde çeşitli eğitmenler de görev alacaklardır. Böylelikle olağanüstü bir kültürel çeşitlilik ve deneyim paylaşımı yönünden zenginlik oluşacaktır. 

Göçmen Bavulu ve Göç: “Her Bavulun Bir Hikayesi Vardır”

Tarih boyunca “bavul” insanlığın hayatında hep olmuştur. Bir şeyler taşımak, yanımızda bir şeyler götürmek ve getirmek amacıyla; tasarımı, malzemesi, şekli ya da ismi değişik olsa da, bugünkü anlamıyla “bavul” yerine geçen bir araç her dönem kullanılagelmiştir. Bilinen tarih çerçevesinde icat edilen birçok eşya tedavülden kalkmış olsa da, günlük hayatımızın bu denli içerisinde olan çok az şey, köklü bir değişime uğramadan geçmiş yüzyıllardan bize aktarılmıştır. Onlardan biri de “bavul”dur.

İnsanlığın hayatında göçler ne kadar eskiyse bavullar da bir o kadar eskidir. Zorunlu olarak ülkelerini terk etmek zorunda olan insanlar da, kendi istekleriyle başka ülkelere göç edenler de bir şekilde yanlarında bavullarını da götürmüştür. Bavul sıradan bir eşya olmanın ötesinde, göçmenlerin zihninde anavatanlarıyla kurdukları bir köprü niteliği taşımaktadır. Anavatanlarından ayrılırken yanlarında olan bu küçük kutu; onlara ailelerini, evlerini, topraklarını ve geçmişlerini hatırlatan bir imgeye dönüşmüştür.

Bavul ve göçmen ilişkisi hem dünya göç tarihi içerisinde hem de 21. yüzyılın modern göç ilişkileri çerçevesinde sosyolojik yansımaları olan bir gerçeklik olarak karşımızda durmaktadır. Bavul metaforu, bize göçmenlerin hayatına farklı bir açıdan bakmayı mümkün kılmaktadır. Bavul, her göçmenin zihninde farklı anlamlarla harmanlanmış zengin bir göç imgesi olarak keşfedileceği günü beklemektedir: “Her bavulun bir hikâyesi vardır.”

Göçmen Bavulu ve Almanya: “Hayali Vatan”

1961 yılında Türkiye ve Almanya arasında yapılan işgücü anlaşması neticesinde 605 bin misafir işçi (Gastarbeiter) resmi mukaveleli olarak çalışmak için Almanya’ya gitmiştir. Yıllar içerisinde ailelerin de gitmesiyle birlikte, bir zamanlar Sirkeci Tren İstasyonunda başlayan yolculuk, bugün milyonlarca kişiyi ilgilendiren büyük bir göç hikâyesine dönüşmüştür. Almanya’ya giden işçilerin hayatında “tahta bavul” önemli bir yer tutmaktadır. Yurtlarda ve pansiyonlarda kalırken bavullarını yanlarından ayırmamış, kendileri ve aileleri ile ilgili herşeyi bavullarında muhafaza etmişlerdir. İlk nesil işçilerin yolculuk, yurt ve pansiyon fotoğraflarına bakıldığında bavul her zaman doğal bir fon gibi fotoğrafın bir yerinde görülmektedir. Aynı durum aileler için de geçerlidir. Göçmen ailelerin ev fotoğraflarına bakıldığında bavul kimi zaman salondaki büfenin üzerinde, kimi zaman oturma odasında başköşede durmaktadır. Bavul, göçmenler için “hayali bir vatan” haline dönüşmüştür.

Türkiye’den giderken bavullarının içerisinde az sayıda eşya götüren işçiler, dönüşte bavullarını aileleri ve sevdikleri için hediyelerle doldurup öyle gelmişlerdir. Türkiye’de bekleyenler için de bavul, içi sürprizlerle dolu bir imge haline dönüşmüştür. Almanya’dan gelen hediyeler o bavulla özdeşleşmiştir.

Birinci nesil ailelerden, yeni nesil gençlere aktarılan göç hatıraları arasında bavulun yeri hep ayrı olmuştur. Yeni kuşak gençler, ailelerinden onlara aktarılan bavul anılarıyla büyümüştür. Ancak göçmen bavulu yalnızca nostaljik bir imge olarak kalmamıştır. Almanya’da doğmuş yeni kuşak göçmen kökenli gençler, eğitim ve kariyer hayatları çerçevesinde sürekli hareket halindedir. Aynı zamanda hem Almanya vatandaşı, hem AB vatandaşı, hem öğrenci, hem de göçmen kökenli gençler olarak ulus ötesi bir dolaşım ağı içerisindedirler. Kimileri bavullarıyla, kimileri sırt çantalarıyla bu yolculuğa devam etmektedir. Değişen şey yalnızca bavulun içerisindekilerdir. Bavul, yüzyıllardır göçmenlerin hayatında olmaya devam etmekte ve bize çok şey söylemektedir.

Sığınmacılar Bavullarında ne Taşır?

Suriye’de 2011 yılında yaşanan iç karışıklıklar ve savaş nedeniyle milyonlarca insan yerinden edilmiştir. Yerinden edilen insanlar daha çok komşu sınır ülkelere göç ederek yeni bir hayat kurmaya çalışmaktadırlar. Ürdün, Mısır, Lübnan, Irak ve Türkiye gibi sınır ülkelerine 2011 yılından bu yana yaklaşık 7 milyon insan zorunlu olarak göç etmiş, bir o kadar insan da Suriye içerisinde yerinden edilmişlerdir. Bu kitlesel göç sürecinde, Türkiye sınır ülkesi olması, diğer ülkelere geçişte transit ülke olması sebebiyle ve kültürel benzerliklerden dolayı Suriyeli sığınmacıların tercih sebebi olmuştur. Suriye’den Türkiye’ye gerçekleşen göç savaş nedeniyle zorunlu bir göç olduğundan belki pek çok sığınmacı yanına bavulunu dahi alamamıştır. Bavulunu yanına alan sığınmacıların bazıları ise sınırdan geçişin zorluklarından dolayı bavulunu bırakmak zorunda kaldı. Her bir sığınmacının ayrı bir bavul hikayesi bulunduğu şüphesizdir. Tıpkı Almanya tecrübesindeki özünde aynı ama bazı yönleriyle farklılık gösteren bir hikayesi var her sığınmacının.

Buradan yola çıkarak biz de Göçmen Bavulunu merkeze alarak, bu kavram üzerinden birbirimizi daha yakından nasıl tanırız, farkındalık oluştururuz, yeni kültürleri öğrenerek kendi kültürümüzü ifade edebiliriz deneyimlemek istedik. Projemizin uygulama yöntemi olarak mümkün olduğu kadar gençlere yönelik yaygın öğrenme metotlarından deneyimsel öğrenme (non formal learning) tekniklerinin kullanılacaktır. Ancak pandemi süreci tüm dünyada halen devam ettiğinden dolayı faaliyetler  yüz yüze gerçekleşmeyecektir. Her ne kadar yüzyüze eğitimin ve yer değiştirmenin önemi büyük olsada belli ölçüde avantaj ve dezavantajlarıyla sanal değişimler ve eğitimlerin de gerçekleştirilebilmesi olanak dahilindedir.  

Sonuç olarak biz de bu küçük projemizle göç konusuna “Göçmen Bavulu” kavramı üzerinden dikkat çekmek, farkındalık oluşturmak ve mütevazi ancak önemli bir adım atmak istiyoruz. Ancak bu adımımızın gelecekteki yeni projeler için bir başlangıç olduğuna da inanıyoruz. Her göç bir insan ve her insan bir hikayedir bakış açısıyla katılımcı gençler olarak birbirimizin göçmen bavulu hikayeleri üzerinden yeni şeyler öğrenmeyi hedefliyoruz. Böylelikle Türkiye ve Almanya olarak insanlık onuruna yakışır daha iyi bir dünyanın hayalini kurmanın mümkün olduğunu göstermek istiyoruz. 

Benim de anlatacağım bir hikayem var diyor ve projede yer almak istiyorsanız bu linke tıklayarak başvuru yapabilirsiniz. https://forms.gle/TqCMBASAUKuCSqdn8

Not: Proje akran iletişimi ve öğrenimini kolaylaştırmak açısından 20-29 yaş arası Almanya’da ve Türkiye’de ikamet eden göçmen ve yerel gençlerin başvurusuna açıktır. 

HüGöc, 16.07.2021

http://web.harran.edu.tr/hugoc/tr/haber/17393/gocmen-bavulu-projesi-hayata-geciyor/